Page 4 - sarikamis

Sarıkamış’ta karalar altında kalan
canları uzun süre yok saydık. Üstlerin
kar örtü diye sonsuza kadar öyle kala-
caklarına inandık. Arşiv bilgilerini yok
etmekle acılarımızı dindirebileceğimizi
düşündük. Konuşmazsak unuturuz
diye acılarımızı da dondurduk. Oysa
onlar hayatın her anında hak ettikle-
ri saygıyı görmek için, bedenlerinin bir
bölümünü aç kurtlara sundular. Biz
yıllarca parçalanmış eksik bedenler-
den söz ettik durduk. Uzak ülkelerin
birinde yaşanmış gibi gizli gizli Sarı-
kamış hikâyeleri anlattık çocuklara.
Baharda, Allahuekber Dağları’ndan
sel olup sürüklendiler. Kapılarımızı
çaldılar. Bir mezar taşı da istemiyoruz
yeterki vatan topraklarına gömün bizi
diye yalvardılar. Öldüğünü bildiği hal-
de gelirlerse kapıda kalmasınlar diye
kapısını kilitlemeyen, ölürken de kom-
şusuna vasiyet eden anaların ağıtla-
rından, türkülerden, dizelerin içinden
karşımıza dikildiler.
Sarıkamış kar altında
Mehmet’im karlar altında
Kahramanlıklarımıza sahip çıktığı-
mız gibi yenilgilerimize de sahip çıkma-
mız gerektiğini bir türlü kavrayamadık.
Evet, Sarıkamış’ın yüz yedinci yılı ve
bizler Anadolu toprakları üzerinde ya-
şayan seksen dört milyon, Sarıkamış’ın
yüz yedinci yılında Allahuekber dağla-
rına dönüp aziz şehitlerin manevi hu-
zurunda saygıyla eğililiyoruz.