Page 6 - sarikamis
P. 6
Kutsal Yolculuğun Kahraman Askerleri Allahuekber Dağı’ndan aşağı akacakmış, bedenler.
Bütün zorluklara inat, Beyaz yürüyüşün eşsiz kahramanları
İspat etmek için vatan sevdalarını, Bembeyaz umutlarını,
Birbirlerinin nefeslerinden seçtiler; Ak pak düşlerini,
Rüzgarın, tipinin, çığlıkların arasından yolu buldu- Eşsiz vatan sevdalarını alıp bedenlerinden
lar. Yürüyordu.
Kol kola girdiler; ant içtiler, söz kestiler bedenleriy- Sadece yürüyorlardı.
le… Çok az zamanları kalmıştı
Nerede yorulursa ya da tereddüt ederse bedenleri, Ve sabah olmak üzereydi.
Hemen o anda, orada terk edip yürüyeceklerdi. Onlar, doksan bin kahramandı.
ölümsüzlüğe ant içmiş, Ve insanlık tarihinde
Ölümsüz olmayı attıkları her adımda Bir ilki gerçekleştirmek için
Bilinçleri ile birleştirmiş Acele ediyorlardı.
Olağanüstü kahramanlar, Aynı gecede, aynı anda,
Hiç durmadan yürüyorlardı. Aynı kararlılığı gösterdiler.
Balkanlardan, Yemen’den, Halep’ten, Mısır’dan, Sarıkamış’ta Berdik Yaylası’nda
Anadolu’nun dört bir yanından Soğanlı Dağı’nda, Allahuekber’de
Dalgalar halinde kopup gelenler Ölümün adı kardı ve
Nefeslerinde buğulanmış bir beyazlık içinde 30- 31 Aralık gecesi
Hiç tereddüt yok, yılgınlık yok yüreklerde. Hava, eksi 35 - 40 dereceydi.
Sonsuz bir beyazlık içinde, Ölüm sessizce sokuldu
Akıp gidiyorlardı. 90 bin Mehmet’in koynuna
Önce ayak parmaklarında ince bir sızı başlıyor, Birer birer uyudular
Uzadıkça yolculuk bedenleri ağırlaşıyordu, Uyanmadılar bir daha
Ağırlaştıkça bedenler, Sabah olmadan
O ince sızı, bütün bedenleri İnsanlık tarihinde
Kundağa sarılmış çocuk gibi sarıp sarmalıyordu. Bir ilki gerçekleştirdiler.
Damarlarından beyne giden bütün yolların Aynı anda, aynı gecede,
Kapandığını fark edenler: Bedenleri ile doksan bin kişilik
Bedenin terk edilmesi gereken Bir anıt diktiler
O anın geldiğini anlayanlar, Allahuekber’de
Sessizce çekilip bir köşeye , Yıllardır yanık bir türkü söylenir durur
Bütün acılarından, hüzünlerinden, Sarıkamış kar altında
Yaşamın zorluklarından bir anda kurtuluveriyordu. Mehmet’im karlar altında
Karın beyazına, tipiye, fırtınaya Hiç kapanmayan bir yaradır Sarıkamış
Gecenin yakan ayazına bıraktıkları bedenlerine Kanar durur yüreklerde.
sevecen bir bakış fırlatıp Her bahar, karçiçekleri ile açarlar
Kutsal yolculuklarına devam ediyorlardı. Zafer olan inançlarını tazelemek için.
Ölüm, sadece terk edilen bedenlere aitti. Kar kristallerinde donmuş umutları
Kutsal yürüyüşe engel olmasına izin verilemezdi. Bahara merhaba der.
Onlar, Yurdumun bir ucunda Sarıkamış,
Terk ettikleri bedenlerini Bir ucunda Çanakkale şehitleri
Vatan sevdalarının kanıtı olarak bıraktılar Nöbet beklerler
Gelecek kuşaklara.
Kimin umurunda kurtlar parçalayacakmış,
Kimin umurumda baharda sel olup